NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحْوَهُ و
قَالَ وَحَبَلُ
الْحَبَلَةِ
أَنْ
تُنْتَجَ
النَّاقَةُ
بَطْنَهَا
ثُمَّ
تَحْمِلُ
الَّتِي نُتِجَتْ
İbn Ömer (r.a.); Rasûlullah
(s.a.v.)'dan, önceki (3380.) hadis'in aynısını rivayet etti ve;
"Habelü'l-habele;
devenin [karnındaki cenin'i] doğurması, sonra da o yavrunun hamile
olmasıdır." dedi.
İzah:
Buhari, buyu', selem;
Müslim, buyu'; Tirmizî, buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce,. ticârât ; Muvatta,
buyu'
İbn Ömer'den nakledilen
ikinci rivayette "habelüM-habele"nin tefsin yapılmıştır.Sahih-i
Müslim'deki bir rivayette de aynı tefsir yer almıştır. Ancak o rivayette;
"Cahiliyye halkı, deve etlerini habelü'l-habeleye kadar satarlardı"
denildikten sonra, habelü'l-habelenin izahı yapılmıştır.
Buharî'nin rivayetinin
sonunda ise, habelü'l-habele İbn Ömer tarafından şu şekilde izah edilmiştir:
"Bu cahiliye halkının
uyguladığı bir alışveriş şekli idi; kişi deve etini, deve doğuruncaya sonra da
karnındaki doğuruncaya kadar bir vade ile sat-masıdir."
Görüldüğü gibi,
habelü'l-habelenin bizzat ravî tarafından yapılan tefsiri, Buhari'deki ve
Müslim ile Ebû Dâvüd'daki rivayetler arasında biraz farklılık göstermiştir.
Yani birisinde "hayvanın karnındaki yavrusunun hamile olması",
ötekinde ise "o yavrunun da doğurması" denilmiştir.
Hadis-i şerifteki
habelü'l-habelenin satışından maksadın ne olduğunda da âlimler ihtilâf
etmişlerdir. Azîmâbâdî, Sindî ve Şevkânî'nin naklettiklerine göre bu konuda
âlimler iki gruba ayrılmışlardır:
1- Satıcının, "Bu
malı sana, şu deve karnındakini doğurup sonra da o yavru doğuruncaya kadar bir
vade ile sattım" demesidir.
İmam Şafii ve İmam
Mâlik bu görüştedir.
2- Bir kimsenin,
devesinin karnındaki yavrunun doğuracağı yavruyu satmasıdır. Yani "Şu
devenin karnındaki yavrudan doğacak olan yavruyu sana sattım" demesidir.
Lügat âlimlerinin
ekserisi, Ahmed b. Hanbel, İsbak b. Râhûyeh, İbn Habib el-Mekkî ve Tirmizî bu
görüşü benimsemişlerdir. İbnü'l-Hümâm'ın izahından Haııefîlerin de bu görüşte
oldukları anlaşılmaktadır. Bâbertî de el-İnâye'de,
"Habelü'l-habele"nin satrşını bu maddedeki gibi izah etmiştir.
Her iki tefsire göre de
bu satış caiz değildir. Çünkü, birinci izaha göre vade belirsizdir. İkinci
izaha göre ise olmayan bir şeyin satışı söz konusudur. Ayrıca devenin
karnındaki yavrunun canlı olarak doğacağı ve onun dişi olması halinde, o
yavrudan bir yavrunun doğup doğmayacağı belli değildir. Yani işin içine garar
da girmektedir.